Bu haftaki konumuzu, çok sık karıştırıldığı için bu meseleye bir açıklık getirmek adına kaleme aldım. Marka tescili ve Patent tescili arasındaki farklara gelin birlikte göz atalım.

Öncelikle marka tescili ne demek ona bakalım. Bir firmanın mal veya hizmetini diğer firmalarınkinden ayıran işarete “marka” denir. Marka tescili ise bu ürün ve hizmetlerin yasal yollarla korunması ve tescil edilmesi anlamına gelir. Firmalara yasal güvence sağlayan bu durum oldukça avantajlı tabii ki! Türkiye’de markanızı tescil ettirmek istiyorsanız Türk Patent Kurumu’na başvurmanız yeterli.

Patent ise; Latince “patere” kökünden türemiştir ve açık olmak anlamına gelmektedir. Bir şeyin patentinden ya da patent tescilinden bahsedebilmek için bir buluş olması gerekmektedir. Buluştan kastımız ise tarım dâhil tekniğin her alanında bir probleme karşı üretilen çözümlerin tamamıdır. İhtiyaçtan kaynaklanan buluşun, üretim ve kullanma haklarının belli bir süre aralığında yasal olarak korunması da patent tescili ile mümkün olabilmektedir.

Yani özetlersek, bir buluşa konu olan ürünün işlevsel ve teknik özellikleri patent tesciliyle sağlanırken; ilgili ürünün tanıtılması ve benzerlerinden ayırt edilmesi ise üzerinde taşıdığı marka ile marka tescili yapılarak sağlanmaktadır. Olay aslında bu kadar basit! Buluş sahibi ile ürün sahibinin, ürünlerini koruma hakları marka tescili ve patent tescili ile olmaktadır.

Bu tescillerin sürelerine gelecek olursak eğer; marka tescili, sahibinin isteğine göre TPE tarafından koruma süresi uzatılma suretiyle her 10 yılda bir yapılabilmektedir. Ayrıca marka tescili kuşaktan kuşağa aktarılabilmekte ve aile/şirket mirası olabilmektedir. Patent tescilinin süresine bakarsak; buluşun yenilik esasına göre belirli bir süre 7-10 ya da 20 yıllık periyotlarla koruma altına alınabilmektedir. Bu sürelerin sonunda ise tebrikler artık halka mal olmuş bir buluşunuz var!

İki tescilin farkları bunlarken bir de ortak özelliklerine bakıp yazımın sonuna gelelim. Marka tescili ve patent tescilinin ortak özellikleri; her ikisinin de mülk gibi kabul edilmesi, veraset intikale konu olması ve lisans devir yapılabilmesidir.

Umarım bu birbirine çok benzeyen ama aslında birbirlerinden ayrı olan konuyu açık bir şekilde sizlere aktarabilmişimdir. Haftaya bir sonraki blog yazımda görüşmek üzere!