IKEA, satış psikolojisi hakkında bir iki şey biliyor ve kemerlerinde alyan anahtarından ve birkaç cıvatadan daha fazla alet var. Bu İsveçli süper güç, küresel pazarı nasıl kasıp kavurdu? Tabii ki bazı akıllı iş kararları ve bir tutam da yaratıcılık ile.

Önce insanların aklını hedef alıyorlar⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

IKEA, kârlarını en üst düzeye çıkarmak için müşterilerin mağazadaki deneyimini asla ayrılmak istemeyecek kadar en üst düzeye çıkarmaları gerektiğini öğrendi. Çünkü %50’nin üzerine tüketici dürtüsel satın alımlara cevap verir niteliktedir. Böylelikle IKEA mağazalarını dürtüsel satım alımlara teşvik edecek şekilde tasarlamaya başladı.

IKEA yarış pisti yöntemi⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

Mağazaya girin, güzel mobilyaların yer aldığı labirentte yürüyün, öğle yemeği için bir “İsveç Köftesi” kapın ve cüzdanınız açarak evinizi kutular, mum ve pratik eşyalarla doldurmaya hazır olun. Yani insanları yürümeye teşvik ederek cezbedici köşeler ile dürtüsel satın alımlar yapıyorlar.

Standart düzen,

IKEA düzeni,

Şimdi geçmiş yazılarımda da bahsettiğim ikinci aşamaya atlayabilirsiniz, yani “IKEA Etkisi”. ⠀

IKEA’nın Global baş tasarımcısı Marcus Engman da yarış pisti yöntemini şöyle açıklıyor,

“Mağazalarımızı labirent gibi inşa ediyoruz. Böylelikle kitleler yürürken kendilerini katalogda gibi hissediyor. Bu durum da insanların mağazada daha fazla zaman geçirerek harcamasını sağlar. Promosyonlarla değil, sadece biraz yaratıcı ilham.”⠀

Çoğu kişi, marka odağının kendin yap mobilyası olduğunu söyler. Aslında IKEA bundan daha fazlasıdır. Labirentte yürüyen insanlara, uygun bir fiyata evlerini güzelleştirme konusunda güven duymaları için ilham vermeyi amaçlıyorlar ve bence çok başarılılar.